14.1.16

Rastgele Bir Tramvay Ve Bir Savaş Hikayesi


Rastgele bir tramvaya binmiştim, rastgele bir cam kenarına oturdum. İlk durakta yaşlıca bir Ukraynalı adam yanıma oturdu. Tramvay biletini 2 cam arasındaki delikli zımba gibi olan alete koyup, kolunu çekip delmek gerekiyor. Eski usül. O aletin bir adı vardır mutlaka, hiçbir dilde bilmiyorum.

Şu bileti benim için zımbalar mısınız dedi. O kadarına Ukraynacam yetiyor(du). Çaktırmamak için –ve biraz da laf uzamasın diye- çok anlarmışım gibi kendimden emin gülümsedim. Tabii hemen ardından epey karmaşık başka bir cümle söyledi. Hemen hemen şöyle bir şeyler; éajçk şeojhbhl youju”. Anlamadım.

Üzgünüm Ukraynacam iyi günler dedikten hemen sonra bitti dedim. Nerelisin ki sen dedi. Çünkü İngilizceye dönünce artık sen diyoruzdur, aklımdaki İngilizce öyledir. Türküm dedim, ben biraz Almanca konuşuyorum dedi, bence anlaşırız dedim.

Korkmuyor musun Lviv’de yaşamaya dedi? Neden dedim. E işte bu Putin Huilo yüzünden dedi. Ön ve arka koltuktaki yaşlı ve orta yaşlı kadınlar da tam da bunu beklermiş gibi “Putin Huilo” dediler. Herkes kafasını sağa sola salladı, boyu devrilesice anlamına gelen sallamadan hani. Huilo ne demek biliyor musun? Dedi. Biliyorum dedim. Çok ayıplı bir küfür, buraya yazamam. Her yerde duyuyordum Ukraynaca öğretmenime sormuştum dedim. Sen yine de söyleme, ayıp çünkü dedi. Ama ben söylerim ben ihtiyarım dedi.

Ben küçükken de savaş vardı dedi, bizim köydeki yaşlılardan biri daha da eski savaş olan büyük savaşta pilotmuş, bize anlatırdı, savaş uçağıyla köyünün üstünden geçmiş bir gün, aşağıda karısını görmüş, karısı bir kovada su taşıyormuş, hemen bir kağıda “yukarı bak, seni seviyorum” yazmış, kağıdı karısının taşıdığı kovaya atmış, karısı hemen almış, yukarı bakmış ve ona bir öpücük göndermiş. Bu hikayeye inanırdık, köyümüzden çıkmış bir pilotla gurur duyardık. Çocukluk işte, inanmışız demek, böyle saçma hikaye duydun mu?

Saçmaymış ama tatlı hikayeymiş dedim. Nereye gidiyorsun sen dedi. Ben öyle rastgele gezmeye çıktım son durağa kadar gidiyorum dedim. Tamam benim durağım bir sonraki, haydi ben iniyorum dedi. Muzipçe gülümseyip Putin Huilo dedi. Ön ve arka koltuklar da aynı anda başlarını sallayıp Putin Huilo dediler. Ama unutma sen söylemeyeceksin dedi.


Tamam söylemem dedim.